-
Sıddıka BALAKAN
Tarih: 25-06-2024 17:25:00
Güncelleme: 25-06-2024 17:25:00
Hiçbir Şey Olamazsan Öğretmen Ol
Hepimizin mutlaka duyduğu bu söylem
toplumumuzun öğretmenlik mesleğine bakış
açısıydı bir zamanlar.
Herkesin gözünde kolay ulaşılabilir olan bir
meslekti öğretmenlik.
Davulun sesi uzaktan hoş gelir misali bir de
öğretmen olmak isteyenlere sorun.
Şimdilerde nasıl?
Hala kolay ulaşabiliyorlar mı bu mesleğe?
Kolaylığını bırakın bulunmaz hint kumaşı
haline getirdiler.
Kazanması zor kaybetmesi kolay...
Artık öğretmen olmamanız için düzenlenmiş
bir sistemin içindeyiz.
Bakanın "devrim" diye nitelendiği Milli
Eğitim Akademisi bu sistemin son ayağı.
Öğretmen olmak isteyen dört yıl boyunca
eğitim fakültesinde okuyacak, kpss sınavına
girecek yeterli puanı alırsa öğretmen
akademisine kabul edilecek.
Üniversite akademisyeninden
öğrenmediklerini, başka akademisyenlerden
öğrenecek ki burada yine birilerinin
ekmeğine yağ sürelecek çünkü akademideki
eğitimcilerin de yeterli olduğunu belirleyecek
bir kıstas yok ortada.
Öğretmen, akademide başarılı olursa
sözleşmeli olarak işe başlayacak, orada da
üç yıl sözleşmeli kalıp kadroya geçecek.
"-ecek -acak..." lar ile devam edip gidiyor
süreç.
Uzuyor da uzuyor...
Öğretmeni üniversiteden sonra yaklaşık dört
yıl geriden başlatacak olan devrim...
Devlet memurluğu haklarından da yoksun
geçen birkaç yıl...
Bu süreçte "Emeklerinin karşılığını
vereceğiz." diyor bakan sağ olsun.
Anlaşılan o ki ekonomik olarak da geriden
gelecekler.
Yazık...
Yani her anlamda öğretmeni yoran,küçük
düşüren, ayrıştıran bir uygulama.
Nedir bu öğretmenlerin çektiği!
Mesleği meslekte öğrenmek diye bir tabir
vardır.
Yaşamadan, çocukları gözlemlemeden
sınıfın tozunu yutmadan, öğrencilerin
arasına karışmadan meslek akademide
öğrenilmez...
Öğretmen için kesinlikle zaman kaybı
olduğunu düşünüyorum.
4 yıl Eğitim Fakültelerinde anlamadıklarını
düşündüğünüz eğitimleri 550 saatlik eğitime
nasıl sığdıracaksınız?
Akademiler her il merkezinde de
açılmayacak. Türkiye'nin dört bir yanından
öğretmenleri birkaç şehre toplayıp yine
mağdur edecekler. Bütün bunların yapılması
gerekliliğini anlamış değilim.
Hep diyoruz sistem temelden çürük.
Üniversiteler nitelikli eğitimci yetiştiremiyor
mu da tekrar tekrar öğretmeni eğitme
ihtiyacı duyuluyor?
Bırakın artık öğretmenlerin yakasını!
Öğretmenlere hak ettiği maddi ve manevi
değerin verilmediği bir ortamda, bozuk
sistemin iyileştirilmesi için işe koşulan
denekler gibi öğretmenleri heba ettiler!
Sistemdeki hataların kaynağı öğretmenler
değil sitemin kendisidir.
Öğretmenler ile ilgili alınan kararlarda
öğretmenin hiçbir söz hakkının olmadığı gibi
bütün bozuk düzenin yükü öğretmenlere
yükleniyor.
Gittikçe kötüye gidiyoruz.
Attığımız her son adım geriye götürüyor bizi.
Mehter yürüyüşü gibi iki adım ileri bir adım
geri...
Günümüzde artık kimse "Hiçbir şey
olamazsan öğretmen ol." dememeli,
diyememeli...
O kadar kolay değil gördüğünüz gibi.
Öğretmen olmak “doktor ve avukat olmak
kadar” değerli olmalı toplumun gözünde.
Her şey olabilirsin ama öğretmen olamazsın
artık…